Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED) heyeti, 7 Aralık 2011 Çarşamba günü müzik eğitimi alanında yaşanan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri konusunda Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile makamında bir görüşme yaptı. Yaklaşık bir saat süren ve MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip’in de hazır bulunduğu görüşmeye MÜZED adına Refik Saydam, Prof. Muammer Sun, Prof. Dr. Ali Uçan, Doç. Dr. Belir Tecimer ve Betül Gençgönül katıldı.
Görüşmede MÜZED Genel Başkanı Refik Saydam özetle şu görüşleri dile getirdi:
“16.10.2011 günü bir gazetede yayımlanan söyleşinizde “(…) Çocuklarımız şiir okumuyor, kitap okumuyor, müzik dersi veriyoruz do-remi-fa; o kadar. Bir enstrüman çalamıyor. Evet çocuklarımız matematik, fen, sosyal bilimler gibi temel derslerde eksik ama sosyal yönden de eksik çocuk yetiştiriyoruz. Şiir okuyabilen çocuklar yetiştirmeliyiz.” demektesiniz. Anayasamız ve Millî Eğitim Temel Kanunumuz da devlete; eğitim öğretim kurumlarına bu konuları birer görev olarak vermiş bulunmaktadır.”
“Üzerinde görüş birliği içinde olduğumuz bu belirleme ve önerilerin eğitim öğretim kurumlarında işlerlik kazanabilmesi için Müzik dersine haftada iki saat süre ayrılmalı, her okula en az bir müzik dal öğretmeni atanmalı, programlar, çağdaş, demokratik yöntemlerle yeniden yazılmalıdır. Anadolu Güzel Sanatlar liseleri ve Spor liseleri kuruluş felsefesine uygun olarak ayrı ayrı yapılandırılmalı ve öğretmen, bina, ara, gereç eksiklikleri giderilmeli, üniversitelerin Müzik “Ana Bilim dalları”, müzik eğitimciliğinde uzmanlaşma olabilmesi için geçmişte olduğu gibi “bölüm” olarak düzenlenmelidir. Halk Eğitimi Merkezlerine yeterli sayıda müzik eğitimcisi atanmalıdır, , Öğretmenler hizmet içinde yetiştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı içinde Güzel Sanatlar Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmalı, kanun hükmünde kararname ile kaldırılan Okul İçi Beden Eğitimi İzcilik ve Spor daire Başkanlığı yeniden oluşturulmalı; TTK üyelerinden en az biri güzel sanatlar eğitimi alanından atanmalıdır. Millî Eğitim mevzuatında alınacak kararların ve yapılacak değişikliklerin; öğretmenlerin, üniversitelerin, uzmanların, ilgili kitle örgütlerinin katılımlarıyla olgunlaştırılması, karar süreçlerinde mutlaka Anayasa’nın başlangıcında yer alan Atatürk ilke ve devrimleri, laik, demokratik cumhuriyet hedeflerine bağlı kalınarak, demokratik bir yöntem izlenmesi gereklidir.”
Saydam daha sonra okullarda müzik ders saatlerinin, müzik öğretmeni istihdamı ve güzel sanatlar eğitimine verilen önemin artırılmasını içeren; ülke genelinde müzik öğretmenlerinin, eğitimcilerinin, sanatçılarının, velilerin, her meslekten yurttaşların imzasını taşıyan (toplam 4769 imza) dilekçeleri üç klâsör hâlinde Bakana sundu. Ayrıca illerde müzik öğretmenleri koroları oluşturulabilmesi için hazırlanan “Millî Eğitim Bakanlığı Müzik Öğretmenleri Koroları Yönetmeliği Taslağı”nı da görüşlerini içeren yazılı metne ekleyerek verdi. MÜZED heyetinde yer alan diğer katılımcılar da söz alarak önerilen görüşlere kendi alanlarından örneklerle açıklık getirdiler.
Bakan Ömer Dinçer, tüm önerileri ve konuşmaları dikkatle dinledi.
“Müzik dersleri okullarımızda gereği gibi yapılmıyor. Öğrencilik yıllarımdan belleğimde biri ilâhî, biri mehter marşı biri de Onuncu Yıl Marşı olmak üzere üç ezgi var. Onlar da zaten okulda öğrenilmiyordu. Müzik derslerimiz, öğretmenimizin yanımda oturan arkadaşa söylettiği iki türküyle geçerdi. Herkesin ortak söyleyebileceği şarkıların olmamasını büyük bir problem olarak görüyorum. Türkülerimiz, yörelerimizin halk müziği farklılıkları bilinmiyor. Öğrencilik yıllarımda Kıbrıs’ta katıldığım ve 80 ülkeden gençlerin geldiği uluslararası bir gençlik kampında herkes kendi ülkesini temsil eden şarkılar söyledi. Ama ben, söyleyeceğim bir şarkı bulamamanın sıkıntısını çektim.” dedi.
Bakan Dinçer, “özel yetenek sahibi kişilerin bu niteliklerini koruyucu ve geliştirici özel eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak ve uygulanmasını koordine etme konusunun bakanlığın görevleri arasında yer aldığını ve bu konuda bir birim oluşturulduğu” belirtti. “OBESİD’in yaptığı görevlerin ortada kalmadığını” savundu.
Bakan Dinçer devamla “Kanun Hükmünde Kararname ile Bakanlığın görevlerini tanımlayan, kolaylaştıran biçimsel bir değişiklik yapılmıştır. Başka ülkelerin teşkilat yasaları da böyledir. Bundan endişe duyulmasına gerek yoktur.” Görüşünü öne sürdü. “Sanat eğitiminin önemine inandığını” belirterek “önerileri inceleyeceğini, dikkate alacağını, bu konuda her zaman önerilere açık olduğunu” söyledi.
MÜZED’in önerilerinin tam metni:
Sayı : 245
Konu : Müzik Eğitimcileri Derneğinin okullarımızdaki müzik derslerine ilişkin önerileridir.
Sayın Ömer DİNÇER
Millî Eğitim Bakanı
ANKARA
07.12.2011
16.10.2011 günü Haber Türk Gazetesinde yayımlanan röportajınızın bir yerinde; “Bizim öğrencilerimiz hiç mi âşık olduklarına şiir yazmıyor? Bunu anlamak mümkün değil. Çocuklarımız şiir okumuyor, kitap okumuyor, müzik dersi veriyoruz do-remi-fa; o kadar. Bir enstrüman çalamıyor. Evet çocuklarımız matematik, fen, sosyal bilimler gibi temel derslerde eksik ama sosyal yönden de eksik çocuk yetiştiriyoruz. Şiir okuyabilen çocuklar yetiştirmeliyiz.” demektesiniz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin yetişmesinden sorumlu öğretmenlerin, yöneticilerin, velilerin bu düşüncelere katılmaması olanaklı değildir. Esasen Anayasamız ve Millî Eğitim Temel Kanunumuz da devlete; eğitim öğretim kurumlarına bu konuları birer görev olarak vermiş bulunmaktadır. Çocuklarımızın matematik, fen, sosyal bilimler derslerinin yanında güzel sanatlar yönünden de yetiştirilmesinin gerekliliğinin, ülkedeki eğitim öğretim etkinliklerinden birinci derecede sorumlu olan Bakan tarafından dile getiriliyor olması önemlidir; anlamlıdır.
Üzerinde görüş birliği içinde olduğumuz yukarıdaki saptamaların eğitim öğretim kurumlarında işlerlik kazanabilmesi için atılacak adımlar konusunda Müzik Eğitimcileri Derneğimizin; öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin isteklerine dayalı olarak geliştirilen önerileri şunlardır:
- Müzik dersi için haftada iki saat süre ayrılmalıdır.
İlköğretim kurumlarının ilk üç sınıfı dışında müzik dersine haftada bir ders saati süre ayrılmıştır. Ortaöğretim kurumlarında da müzik dersi görsel sanatlar dersiyle zorunlu seçmeli olarak yine haftada bir saattir(40 veya 45 dakika.). Ayrıca müzik dersi, liselerdeki seçmeli dersler arasından da kaldırılmıştır. Müzik dersiyle kazandırılmak istenen amaçlara ulaşılamamasının en başta gelen nedenlerinden biri, derse ayrılan sürenin yetersiz oluşudur. Öğrenci yeterince şarkı söyleyemeden, çalgıyı tanıyamadan, programların öngördüğü uygulamaları yapamadan süre tamamlanmaktadır. Dersten beklenen yararın ve programlarda öngörülen kazanımların sağlanabilmesi için ilköğretim ve ortaöğretimin bütün sınıflarında müzik dersi ortak dersler arasında haftada iki saat olarak düzenlenmeli; müzik alanında kendini geliştirmek isteyen öğrenciler için ayrıca seçmeli müzik dersleri de yeniden konulmalıdır.
- Her okula en az bir müzik dal öğretmeni atanmalıdır.
Hâlen okullarımızda görev yapan müzik öğretmeni sayısı gereksinmeyi karşılamaktan uzaktır. Yaklaşık olarak altı okula ve iki bin dört yüz öğrenciye bir müzik öğretmeni düşmektedir. Bu yetersizlik nedeniyle müzik öğretmenleri birkaç okula gönderilmekte, çoğunlukla da (özellikle ilköğretim sınıflarında) başka dallardan öğretmenler müzik dersine verilmektedir. Müzik dal öğretmeninin giremediği sınıflarda müzik dersleri diğer derslerin eksikliklerinin tamamlandığı veya sınavlar için test çözülen derslere dönüşmektedir. İlköğretimin ve ortaöğretimin bütün sınıflarında müzik derslerine bu alan için yetişmiş müzik dal öğretmenlerinin girebilmesi, dersin başarısı için zorunlu ön koşullardan bir diğeridir. Müzik eğitimi alanında öğretmen açığının asgariye indirilebilmesi için en azından atama bekleyen öğretmenlerin tümünün ataması yapılmalıdır. Her okula en az bir müzik dal öğretmenini yetiştirecek ve istihdam edecek koşullar adım adım yaratılmalıdır.
- Anadolu Güzel Sanatlar liseleri ve Spor liseleri ayrı ayrı yapılandırılmalıdır.
Güzel sanatlar ve spor bir toplum için son derece gerekli, önemli alanlardır. Doğası gereği birbirinden ayrı açılan ancak önceki yıl tek program içinde birleştirilen Güzel Sanatlar ve Spor liseleri bu alanlarda uzmanlaşma olabilmesi için kuruluş felsefesinde olduğu gibi Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Spor Lisesi olarak ayrı ayrı yapılandırılmalıdır. Güzel Sanatlar liselerindeki bireysel çalgı ve ses eğitimi dersleri bu derslerin amacına, doğasına uygun olarak ders süresi boyunca öğretmeniyle bire bir yapabileceği dersler olarak düzenlenmelidir. Bu okulların nitelik düzeyinin yükseltilebilmesi için öğretmen açıkları kapatılmalı, bina, çalışma ortamı, araç, gereç eksiklikleri giderilmelidir.
- Müzik “Ana Bilim dalları”, “Bölüm” olarak düzenlenmelidir.
Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlar 1 Kasım 1924’te bağımsız okul olarak (Musıki Muallim Mektebi adıyla) kurulmuş, 1936’dan itibaren Eğitim enstitülerine (sonradan Eğitim fakültelerine) bağlı bölümler olarak devam etmiş ancak daha sonra YÖK’ün aldığı bir kararla Eğitim fakültelerinin Güzel Sanatlar Eğitimi bölümlerine bağlı Ana Bilim dalları biçiminde düzenlenmiştir. Müzik öğretmeni yetiştiren kurumların; ilköğretim öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, Güzel Sanatlar liseleri gibi alanlarda uzmanlaşabilmesi bakımından yeniden bölüm olarak düzenlenebilmesi için YÖK nezdinde girişimde bulunulmalıdır. Eğitim fakültelerinin İlköğretim Sınıf Öğretmenliği bölümlerinde son yıllarda iki yarıyıla düşürülen müzik öğretimi dersi; sınıf öğretmenlerinin müzik alanında yeterli donanımı alamadan yetiştirilmesine yol açmaktadır. YÖK nezdinde yapılacak girişimlerle sınıf öğretmenliği bölümlerindeki müzik öğretimi dersi önceden olduğu gibi en az üç yarıyıla çıkarılmalı; seçmeli müzik dersleriyle de desteklenmelidir.
- Halk Eğitimi Merkezlerine yeterli sayıda müzik eğitimcisi atanmalıdır.
Özellikle örgün eğitim dışında kalan yurttaşların ilgi duydukları alanlarda yetişmelerinde, yurt genelinde hizmet veren Halk Eğitimi merkezlerinin önemli bir yeri vardır. Halk Eğitimi merkezlerinin en başta gelen eğitim öğretim etkinlikleri arasında güzel sanatlar ve özellikle müzik olmasına karşın bu kurumlarda kadrolu müzik öğretmeni sayısı adeta sembolik durumdadır. Çalgı eğitimi, koro vb. müzik alanlarıyla ilgili kurslar, çoğunlukla ücretli öğretmenlerle veya ustaöğreticilerle yapılmaktadır. Halk Eğitimi merkezlerinde açılan kursların nitelik ve başarı düzeyinin yükseltilebilmesi ve amaca ulaşılabilmesi için bu kurumlara mutlaka kadrolu müzik öğretmenleri atanmalıdır. Öte yandan bu kurumlarda görev yapmakta olan ve müzik öğretmenliği alanında öğrenim görmemiş olan halk oyunları öğretmenlerinin kendi istekleri dışında örgün eğitim kurumlarına atanması uygulamasına son verilmelidir. Halk Eğitimi merkezleri açısından halk oyunları da önemli bir kurs alanıdır ve bu alan boşaltılmamalıdır.
Halk Eğitimi merkezlerinde düzenlenen özellikle sanatsal alanlardaki kurslara bugüne kadar örgün eğitim kurumlarında okuyan çocuklar ve gençler (okul saatleri dışında) de katılabilmiştir. Ancak 14.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 12. Maddesinin a. ve c. bentlerine göre bazı Halk Eğitimi merkezlerinde açılan sanatsal kurslara, korolara örgün eğitim kurumlarında okuyan öğrenciler alınmamaktadır. 3797 sayılı Kanunda da benzer ifadeler olmasına karşın (18. Madde, b. bendi) geçmişte böyle bir sorun yaşanmamıştır. Halk Eğitim merkezlerinde özellikle sanatsal kurslara, etkinliklere katılmak isteyen örgün eğitim öğrencilerine engel olunmamalıdır.
- Öğretim programları çağdaş, demokratik yöntemlerle yeniden yazılmalıdır
Öğretim programları Atatürk ilke ve devrimlerinin ışığında, Türk toplumunun istek ve beklentilerine; çağın gereklerine uygun olarak öğretmenlerin, uzmanların, öğretmen yetiştiren fakülte temsilcilerinin, alanda etkinlik gösteren demokratik kitle örgütü temsilcilerinin katılımlarıyla yeniden düzenlenmeli, geliştirilmelidir. 2005’ten itibaren müzik dersi uygulamalarında ders kitabına son verilerek (yalnız öğretmen kılavuz kitabı ve öğrenci çalışma kitabı/ dosyası) hazırlanmış, öğretmenlerin yoğun eleştirisini alan ve gereksinmeyi karşılamaktan uzak olan bu materyaller bile tam olarak öğretmen ve öğrencilere ulaştırılamamıştır. Müzik derslerinde ders kitabı uygulamasına tekrar geçilmeli, nitelikli yetkin ders kitapları hazırlanmalıdır.
- Öğretmenler hizmet içinde yetiştirilmelidir.
Müzik öğretmenlerinin gelişmelere uyum sağlamaları ve kendilerini yenileyebilmeleri için düzenlenen hizmet içi eğitim etkinlikleri çok yetersiz durumdadır. Son yıllarda derneğimiz eğitim fakülteleri, konservatuvarlar ve il Millî Eğitim müdürlükleriyle işbirliği yaparak değişik illerde müzik öğretmenlerine yönelik seminer etkinlikleri gerçekleştirmektedir. Hizmet içi eğitim etkinliklerinin daha yaygın, kapsamlı biçimde Bakanlık tarafından gerçekleştirilmesine gereksinim duyulmaktadır.
- Güzel Sanatlar Eğitimi Genel Müdürlüğü kurulmalıdır
Güzel sanatlar alanının eğitim sistemi içinde ihmal edilmesinin en önemli nedenlerinden biri de Bakanlık içinde bu alanın sahipsiz olmasıdır. Geçmişte olduğu gibi Bakanlık içinde yeniden oluşturulacak Güzel Sanatlar Eğitimi Genel Müdürlüğü, güzel sanatlar alanında duyulan merkezî yapılanma gereksinimini karşılayacaktır. Bu birim Güzel Sanatlar liselerinin yanı sıra ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okutulan müzik, resim, sanat tarihi vb. sanat derslerinin programlarının, ders kitaplarının hazırlanıp Talim ve Terbiye Kuruluna sunulmasından; ülke genelinde düzenlenecek sanatsal yarışma ve şenliklerin düzenlenmesinden sorumlu olabilir. Güzel Sanatlar Eğitimi Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla bu alan gerçek önemine ve işleyişine kavuşabileceği gibi diğer genel müdürlüklerin iş yükü de azaltılmış olacaktır. Eğitim öğretimle ilgili önemli kararların alındığı Talim ve Terbiye Kurulunun üyeleri arasında müzik alanından da bir temsilcinin yer alması sağlanmalıdır. TTK üyeleri arasında müzik veya güzel sanatlar alanından hiçbir üyenin bulunmadığı geçmiş dönemlerde müzik ders kitaplarından mesleki eğitim alanından üyenin sorumlu olması gibi durumlar yaşanmıştır.
Öte yandan spor, izcilik ve sosyal etkinlikler alanında çok önemli işlevler gören Okul İçi Beden Eğitimi İzcilik ve Spor Daire Başkanlığının, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kaldırılması; bu birimin yaptığı çok önemli işlerin ortada kalmasına yol açmıştır. Bu yanlıştan dönülerek Bakanlığın en önemli birimlerinden biri olan Okul İçi Beden Eğitimi İzcilik ve Spor Daire Başkanlığı yeniden oluşturulmalıdır.
- Millî Eğitim mevzuatında yapılacak değişiklikler
14.09.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu lağveden “Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin yürürlüğe giriş süreci Türkiye kamuoyunda olduğu gibi eğitimciler arasında dikkat çekici bulunmuş, endişeye yol açmıştır. Yapılan değişiklikler ilgili birimlerde olgunlaştırılmamış, kitle örgütlerinin, eğitimcilerin görüşlerine gereksinim duyulmamış, ivedilik taşıyan bir konu olmamasına rağmen parlamentoya bile getirilmemiştir. Kanun Hükmünde Kararname’de Kanun’un Milli Eğitim Bakanlığının görevleri tanımlanırken 2. maddesinin a. bendinde yer alan “ Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere(…)” ibaresinin çıkarılmış olması. Sizin “Bu konu zaten Millî Eğitim Temel Kanununda da yer almaktadır” biçimindeki açıklamanıza karşın öğretmenler arasında eğitimimizin geleceğine ilişkin endişeye, tedirginliği ve tepkiye yol açmıştır.
Çağın gereklerine uygun olarak elbette Millî Eğitim mevzuatında geliştirmeler, değişiklikler ve yenilikler yapılacaktır. Ancak bu değişikliklerin, geliştirmelerin olgunlaştırılmasında, karar süreçlerinde mutlaka Anayasa’nın başlangıcında yer alan Atatürk ilke ve devrimleri, laik, demokratik cumhuriyet hedeflerine bağlı kalınarak, demokratik bir yöntem izlenmelidir.
- Ekli Millî Eğitim Bakanlığı Müzik Öğretmenleri Koroları Yönetmeliği taslağının Bakanlığın ilgili birimlerince incelenmesini yönetmelik olarak yayımlanmasını öneriyoruz.
Eğitim sistemimizin ve özellikle güzel sanatlar eğitiminin geleceğiyle ilgili alınacak kararlarda, program, kitap, şûra, komisyon vb. her türlü çalışmalarda Müzik Eğitimcileri Derneği yurt genelindeki deneyimli uzman birikimiyle katkı sunmaya hazırdır.
Gereğini saygılarımla bilgilerinize arz ederim.
Refik SAYDAM
Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED)
Genel Başkanı
EKLER
1. Müzik ders saatlerinin artırılması, müzik öğretmeni istihdamı ve güzel sanatlar eğitimine verilen önemin artırılmasını içeren; ülke genelinde müzik öğretmenlerinin, eğitimcilerinin, sanatçılarının, velilerin, her meslekten yurttaşların imzasını taşıyan (toplam 4769 imza) dilekçeler klâsörü (üç klâsör)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA
ANKARA
Ülkesinin ve çocuklarının geleceğinden sorumluluk duyan bir yurttaş olarak Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün öngördüğü çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefi yolunda okullarımızda güzel sanatlar eğitimine daha çok önem ve ağırlık verilmesini istiyorum. Eğitim sistemimizdeki ders dağılımlarının 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda emredilen “Türk Milletinin bütün fertlerini(…) beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek”(Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları Madde 2) amacına uygun olarak düzenlenmesini istiyorum. Bu doğrultuda ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarımızın bütün sınıflarında zorunlu ortak dersler arasında müzik dersi için haftada iki saat süre ayrılmasını ve her öğretim kurumuna en az bir kadro olmak üzere gereksinmeyi karşılayacak ölçüde müzik dal öğretmeni atanmasını talep ediyorum. Güzel Sanatlar ve Spor liselerinin bu alanlarda uzmanlaşma olabilmesi için önceden olduğu gibi Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Spor Lisesi olarak ayrı ayrı yapılandırılmasını; Güzel Sanatlar liselerindeki bireysel çalgı ve ses eğitimi derslerinin bu derslerin amacına, doğasına uygun olarak ders süresi boyunca öğretmeniyle bire bir yapabileceği dersler olarak düzenlenmesini talep ediyorum.
Gereğini saygılarımla bilgilerinize sunarım.
ADI SOYADI MESLEĞİ İLİ İMZASI
2. Millî Eğitim Bakanlığı Müzik Öğretmenleri Koroları Yönetmeliği taslağı
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MÜZİK ÖĞRETMENLERİ KOROLARI YÖNETMELİĞİ (TASLAK)
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlarlar
Amaç
Madde 1. Bu Yönetmeliğin amacı; illerde ve ilçelerde Millî Eğitim Müdürlüklerine bağlı olarak oluşturulacak olan “Müzik Öğretmenleri Koroları”nın kuruluşunda ve işleyişinde uygulanacak esas ve usulleri belirlemektir.
Kapsam
Madde 2. Bu Yönetmelik; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim ve öğretim kurumlarında görev yapmakta olan veya emekli olmuş bulunan müzik öğretmenleriyle, müzik dersine girmekte olan diğer dal öğretmenlerinden kurulacak olan müzik öğretmenleri korolarını kapsar.
Dayanak
Madde 3. Bu Yönetmelik;