28 Haziran 2018 tarihinde Ankara’da YÖK Toplantı Salonunda “Yeni Lisans Programlarının Yapısı ve Getirdiği Yenilikler” konulu bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda, Müzik Eğitimi Anabilim Dalları için hazırlanan yeni lisans öğretim programı ele alındı. Toplantıda söz alan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman ve Prof. Dr. Engin Karadağ, yeni lisans programlarının yapısı ve yaklaşımları konusunda bilgilendirme yaptılar.
Müzik Eğitimi anabilim Dalı yeni lisans programının* hazırlanmasında Prof. Dr. Turan Sağer, Prof. Dr. Mustafa Uslu, Prof. Dr. Süleyman Tarman, Prof. Dr. Zeki Nacakcı, Prof. Dr. Ahmet Serkan Ece ve Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Özdemir’in görev aldığı açıklandı. Program hazırlığında görev yapan öğretim üyeleri programı tanıttılar; programın hazırlanma yöntemini ve içeriğini savundular. Toplantıda söz alan bölüm temsilcisi akademisyenler genellikle kendilerine sorulmadan, bölümlerin haberi olmadan bu çalışmanın yapıldığını belirterek programın hazırlanma yöntemini; başta piyano dersinin öğretiminin bir yıla düşürülmesi olmak üzere temel derslerin azaltılmasını, seçmeli duruma dönüştürülmesini eleştirdiler. Programı hazırlayan kurul üyeleri ise Müzik Anabilim Dalı başkanlarına ulaşması için önceden Eğitim Fakültesi dekanlarına yazı yazdıklarını buradan Anabilim dallarına ulaşmamış ise kendilerinin bunda bir hatalarının bulunmadığını savundular. Müzik Anabilim dallarına gelen öğrencilerin genellikle Güzel Sanatlar liselerinde dört yıl piyano çalarak geldiğini; bu nedenle lisans düzeyinde piyano dersinin bir yıla düşürülmüş olduğunu anlattılar. Program çalışmaları içinde müzik eğitimini anabilim dallarının görüşlerini almak üzere YÖK’ün organize etmediği, gayri resmî, özel bir anket çalışması yapıldığ; herhangi bir resmî yazı olmadığı için tanıdıklar vasıtasıyla 20 üniversiteden 102 öğretim elemanına gönderilen bu çalışmanın bir sempozyumda bildiri olarak sunulduğu, program haazırlığında bu anket çalışmasından yararlanıldığı bilgisi verildi.
Lisans programlarının 2017 Nisanında Antalya’da yapılan 26. Uluslararası Eğitim Bilimleri Kongresinde tartışıldığı öne sürüldü. MÜZED Genel Başkanı Refik Saydam, Antalya’da yapılan 26. Uluslararası Eğitim Bilimleri Kongresinin düzenleme kurulunda yer aldığını; bu kongrede yapılan yeni öğretmenlik lisans programları oturumuna katıldığını ancak bu kongreye Müzik Eğitimi Anabilim Dalı yeni lisans programının getirilmemiş olduğunu belirtti.
Eğitim fakülteleri GSE Bölümleri Müzik Anabilim dalı başkanları veya temsilcilerinin çağrılı olduğu toplantıya MÜZED’i temsilen Dernek Onursal Başkanı Prof. Dr. Ali Uçan, 7. ve 8. Dönem Merkez Yönetim Kurulu üyesi Prof. Suna Çevik ve Genel Başkan Refik Saydam da katıldı. Toplantı içinde dernek temsilcilerimize de söz verildi. Derneğimiz adına yapılan konuşmaları aşağıda değerli okurların, müzik eğitimcilerinin dikkatlerine sunuyoruz.
*http://www.yok.gov.tr/documents/10279/41805112/Muzik_Ogretmenligi_Lisans_Programi.pdf
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI (2018)’NA İLİŞKİN
GÖRÜŞ, DÜŞÜNCE, ELEŞTİRİ VE ÖNERİLER
Prof. Dr. Ali UÇAN
- Giriş
Müzik Öğretmeni, müzik alanında/dalında öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği yeterlikleri kazanarak ve kazandıran öğrenimi bitirerek öğretmenlik yapma yetkisini elde etmiş kişidir-kimsedir. Günümüzde müzik öğretmeni müzik öğretmenliği lisans programında dört yıllık-sekiz yarıyıllık üniversiter lisans eğitimiyle yetişmekte ve yetiştirilmektedir. Müzik Öğretmenliği kendine özgü bir meslektir. Müzik Öğretmenliği Mesleği sanatsal, bilimsel, tekniksel, eğitbilimsel ve felsefî yönlerden belirli düzeyde yetili, yetenekli ve yeterlikli olmayı gerektirir. En yalın, en kısa ve en özlü anlamıyla Müzik Öğretmenliği Eğitimi bireyi müzik alanında/dalında öğretmenleştirme sürecidir. Bu süreç ülkenin gerçekleri ve olanakları, devlet/eğitim sisteminin ilke ve amaçları, ulusun gereksinim ve istemleri, adayların ortak nitelik ve kişisel özellikleri, müzik kültürünün yapısı ve işlevleri, çağın gerekleri ve çağdaş uygar insanlığın yönelimlerine göre biçimlenir ve işletilir. Bu sürece giren birey müzik öğretmenliğinin gerektirdiği müzik alansal, genel kültürel ve eğitim bilimsel donanım, deneyim ve birikimi kuramsal ve uygulamalı olarak kazanıp beklentilere uygun bir biçimde bütünleştirerek ve içselleştirerek Müzik Öğretmenliği Lisans Diplomasını alır.
Müzik öğretmenliği lisans eğitimi ve programı ile bunlara ilişkin girdi-süreç-çıktı ögelerini yukarıda belirtilenlere göre belirlemek, tasarlamak ve gerçekleştirmek gerekir. Bu işle ilgili, görevli ve yetkili kurum, birim ve kişiler bütün bunları bilmek, dikkate almak ve yerine getirmek durumundadır. Türkiye 1924’ten bu yana geçen 94 yıllık süreçte edindiği çeşitli donanım, deneyim ve birikimlerle bu düzeye epeydir erişmiş bulunmaktadır. Bundan mutluluk duyuyor ve katkısı olanları kutluyorum.
- Müzik Öğretmenliği Lisans Eğitiminde ve Programında Yaşanan En Temel Sorun
Bilindiği gibi ülkemizde Atatürk’ün önderliğinde 1924 yılında Musiki Muallim Mektebi’nin (MMM) kurulup öğretime açılışından bu yana müzik öğretmeni yetiştirilmektedir. Yaklaşık yüz yıllık bir geçmişi olan müzik öğretmenliği eğitiminin başlangıcından bu yana tüm eğitim öğretim ve okul tür, çeşit ve kademelerine tek tip müzik öğretmeni yetiştirile gelmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ve erken döneminde birçoğu zorunlu nedenler ve haklı gerekçelerle tek tip müzik öğretmeni yetiştirmek kaçınılmazdı. Çoğu koşullar öncelikli olarak bunu gerektiriyordu. Ancak Erken Cumhuriyet Dönemini izleyen evrelerde tek tip müzik öğretmeni yetiştirme sürdürülürken bunun yanı sıra müzik ağırlıklı ilkokul öğretmeni ve yanı sıra müzik yönünden güçlü ilkokul öğretmenleri de yetiştiriliyordu. Ne var ki önce 1950’lerde Köy Enstitüleri, yirmi yıl sonra 1970’lerde İlköğretmen Okulları (İÖO) ve İÖO Müzik Seminerleri kapatıldı. Ardından epey bir süre sonra gereksinimi gidermek üzere başlanan müzik yan alanlı sınıf öğretmenleri yetiştirme süreci de 1990’ların sonlarından itibaren kaldırıldı. Oysaki bütün bunlar gerçekte çok tip müzik öğretmeni yetiştirme gereksiniminin dışavurumları ve dolaylı da olsa bir ölçüde giderilmesine yönelik yapılanma, düzenleme ve uygulamalar niteliğindeydi.
Ülkemizde müzik öğretmenliği eğitiminde ve müzik öğretmeni yetiştirme programlarında uzun yıllardır yaşanan birçok sorun, hatta çoğun en temel sorun tüm eğitim ve okul tür, çeşit ve kademelerine tek tip müzik öğretmeni yetiştirme yaklaşımından ve bu yaklaşım doğrultusunda hazırlanıp uygulanan lisans programından kaynaklanmaktadır. Bu çok sıkıntılı duruma bir an önce son vermek gerekmektedir. Bunun artık daha da gecikmeksizin gerçekleşeceğinden umutluyum.
- Eğitim ve Okul Türlerine/Kademelerine Göre Müzik Öğretmenliği Türleri ve Çeşitleri
Türkiye’mizde çok tip müzik öğretmeni yetiştirmeye yönelik yukarıdaki dolaylı yapılanma, düzenleme ve uygulamaların dışında, konuya ilişkin doğrudan yapılanma, düzenleme ve uygulamalar da yaşandı. Bu doğrultuda ilk anlamlı öneri 1935’te yapıldı fakat MEB ve MMM’de görev başındaki ilgili uzman ve yöneticilerce dikkate alınmadı ve gerçekleştirilmedi. İkinci anlamlı yapılanma önerim, girişim, düzenleme ve uygulama EE/YÖO Müzik Bölümleri 1982’de üniversiter yapı içine alınıp EF Müzik Eğitimi Bölümlerine dönüştürüldükten sonra Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde 1989-1990’da yoğunlaşan somut hazırlıklarla tasarlandı ve 1993-1994 öğretim yılında gerçekleştirildi. Ama ne yazık ki 1998’de tepeden inme bir kararla yürürlükten kaldırıldı.
2018 yılının ortasında bulunduğumuz günümüzde bütün bu dolaylı ve doğrudan önerim, yapılanım, girişim, düzenlenim, uygulanım, gerçekleştirim ve yürürlükten kaldırım çalışmaları hızla topluca gözden geçirilip tek tip müzik öğretmeni yetiştirmeye son verilmelidir. Çünkü ülkemizde özellikle 20. yüzyılın son çeyreğinden beri yaşanmakta ve dile getirilmekte olan gereksinimleri karşılamak ve 21’inci yüzyılın gereklerini yerine getirmek için aşağıdaki eğitim öğretim ve okul tür ve kademelerine uygun çok tip müzik öğretmeni/eğitimcisi yetiştirmek gerekmektedir. Bu gereklilik artık daha da kaçınılamaz, ertelenemez ve ötelenemez bir zorunluluk olarak görülmelidir.
- Genel Eğitim Müzik Öğretmenliği: (Genel eğitim içinde alan/dal öğretmenliği)
(1) Temel Eğitim (Okul Öncesi-Önokul) Müzik Öğretmenliği/Erken Müzik Eğitimciliği
(2) İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Müzik Öğretmenliği
(3) Ortaöğretim (Lise) Müzik Öğretmenliği
- Özel Eğitim Müzik Öğretmenliği (Genel eğitim içinde, yanı sıra, dışında özel eğitimcilik)
(1) Engelliler Müzik Öğretmenliği
(2) Özel Yetenekliler Müzik Öğretmenliği
- Özengen Müzik Eğitimciliği (Müzik alanında özengenler için alt alan-dal öğretmenlikleri)
(1) Özel Müzik Okulları İçin Müzik Alanında Dal Öğretmenliği
(2) Özel Ders/Kurs İçin Müzik Alanında Dal Öğretmenliği
Ç. Güzel Sanatlar Lisesi/Devlet Konservatuvarı Lise Kısmı Müzik Alanı Dal Öğretmenliği (Müzik alanı içinde alt alan/dal öğretmenlikleri)
(1) Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü Müzik Alanı Dal Öğretmenliği
(2) Devlet Konservatuvarı Lise Kısmı Müzik Alanı Dal Öğretmenliği
- Müzik Öğretmenliği Lisans Programında Alanlar, Yedi İşlem ve Müziksel Davranış Biçimleri
4.1. Müzik Öğretmenliği Lisans Eğitimi/Programı Alanları
(1) Müzik Alanı,
(1.T) Müzik Yaşamı Alanı (1.T) Müzik Kültürleri
(1.1) Müzik Sanatı Alanı (1.1) Müzik Sanatları,
(1.2) Müzik Bilimi Alanı (1.2) Müzik Bilimleri,
(1.3) Müzik Tekniği Alanı (1.3) Müzik Teknikleri,
(1.4) Müzik Felsefesi Alanı (1.4) Müzik Felsefeleri.
(2) Genel Kültür Alanı,
(3) Eğitim Bilimleri Alanı
(3.1) Genel Eğitim Bilimleri Alanı,
(3.2) Müzik Eğitimi Bilimleri Alanı.
4.2. Müzikte Temel Edimsel “Yedi İşlem” ve Müziksel Davranış Biçimleri
Müzikte, aritmetikteki temel “dört işlem” gibi, şu temel edimsel “yedi işlem” bulunmaktadır:
(1) Ritmik Devinme
(2) Müziksel İşitme
(3) Şarkı Söyleme
(4) Çalgı Çalma
(5) Doğaçlama-Besteleme
(6) Müzik Dinleme
(7) Müziksel Okuma Yazma
4.3. Müzik Öğretmenliği Alan Yeterliklerine Temel Müziksel Davranış Biçimleri
Müzik öğretmeninin alan yeterlikleri belirlenirken esas olarak insanın müziksel davranış biçimleri temel alınır. Günümüzde genel kabul gören çağdaş anlayış ve yaklaşıma göre İnsanın Müziksel Davranış Biçimleri şunlardır: (T) Müziksel Kurulma-Devinme-Oynama, (1) Müziksel Dinleme-Algılama-Özümseme, (2) Müziksel İşitme-Okuma-Yazma, (3) Müziksel Söyleme-Çalma-Yönetme, (4) Müziksel Deneme-Doğaçlama-Besteleme, (5) Müziksel Bilgilenme-Bilgileştirme-Kuramlaştırma, (6) Müziksel Eleştirme-Değerlendirme-Yansıtma. Bunların en başında yer alan (T) Müziksel Kurulma-Devinme-Oynama diğerlerinin tümüne temel (T) oluşturur. Bu müziksel davranış biçimi öncelikle Bedenin Müziksel Eğitimini gerektirir. Bu nedenle çok anlamlı, önemli ve yararlıdır.
- Müzik Öğretmenliği Lisans Programında Kapsanması Gereken Ana Müzik Türleri
- Günümüz Türk Müziği
(1) Temel Türk Müziği / Elementer Türk Müziği
(2) Geleneksel Türk Halk Müziği
(3) Geleneksel Türk Sanat Müziği
(4) Çağcıl/Çağdaş Türk Sanat Müziği
(5) Popüler Türk Müziği
(6) Öncü Türk Müziği / Avangart Türk Müziği
(7) Türk Eğitim/Okul Müziği
- Türk Dünyası Müzikleri (Seçilmiş Örnekler)
- Dünya Uluslararası Sanat Müziği (Seçilmiş Örnekler)
Ç. Çevre/Bölge Ülkeler Müziklerinden (Seçilmiş Örnekler)
- Dünya Halk ve Popüler Müzikleri (Seçilmiş Örnekler)
Günümüz Türk müziği temel (elementer), geleneksel (halk ve sanat), çağcıl/çağdaş, popüler ve öncü (avangart) müzik türleriyle ve bunlardan da kaynaklanarak oluşan/oluşturulan ve gelişen/geliştirilen eğitim/okul müziği türüyle kendine özgü bir tüm ve bütündür. Başka bir deyişle bu ana türlerin ve kapsadığı alt türler ile çeşitlerin bir toplamı, tümü-bütünü ve bileşkesidir. Bu bütünlük içinde yerel-yöresel, bölgesel ve ulusal ögelerin her biri belirli bir anlam, önem ve değer taşır.
Dünya uluslararası sanat müziği, önceleri Avrupa uluslararası sanat müziği niteliğindeydi. Sonraları Avrupa dışına taşıp Amerika’yı da kapsayan daha geniş bir alanda Batı uluslararası sanat müziği konumuna geldi. Daha sonraları ise Avrupa ve Amerika’nın yanı sıra Asya, Afrika ve Avustralya kıtalarını da kapsayan küresel alanda Dünya uluslararası sanat müziği konumuna geldi. Günümüzdeki kapsamı, niteliği ve niceliğiyle Dünya uluslararası sanat müziği olarak adlandırmak, nitelendirmek ve tanımlamak en doğru, gerçekçi ve tutarlı davranıştır. Bu ana müzik türünde her kıtanın, her kıtada her çağdaş uygar ulusun ve ülkenin anlamlı bir yeri, payı ve katkısı vardır.
- Müzik Öğretmenliği Lisans Programı (2018)’nın Özellikleri, Eleştiriler, Öneriler, Katkılar
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK’ün) ilgili birimlerince oluşturulan Müzik Öğretmenliği Lisans Programı (2018) esas olarak sekiz yarıyıla ilişkin bütünlüklü çizelgesel program ile yarıyıllara dağılmış tanımsal programlardan oluşmaktadır. Çizelgesel program sekiz yarıyılda kapsanan derslerin adları, teorik (T) ve uygulamalı (U) saatleri ile kredi (K) ve AKTS’lerini kapsar biçimde yarıyıllara dağılımını ve genel toplamını içermektedir. Tanımsal programlar ise derslerin her birinin ayrı ayrı ad ve kur tanımlarını içermektedir. Program tüm eğitim ve okul tür, çeşit ve kademeleri için tek tip müzik öğretmeni yetiştirmeye dönüktür. Bu nedenle on yıllardır duyulan gerçek gereksinimleri karşılamaktan uzak görünüyor. Programın, önüne genel amaçlar, ilkeler ve açıklamalar alt bölümleri eklenerek daha yararlı bir Genel Çerçeve Program niteliğine kavuşturulması gerekli görünüyor. Programda kimi dersleri birleştirme, sadeleştirme, seçmelileştirme vb. yollarla ders tür, çeşit, sayı ve saatleri azaltılıp uluslararası 240 AKTS ölçütünün tutturulduğu; MB, GK ve AE arasında gerekli oran ve dengenin sağlandığı görülüyor. Üç ana alanı Öğretmenlik Meslek Bilgisi (ÖMB), Öğretmenlik Genel Kültürü (ÖGK) ve Öğretmenlik Alan Eğitimi (ÖAE) biçiminde adlandırmak ve kodlamak daha uygun olur. AE [ÖAE]’ye Müzik Öğretim Programları dersinin konulması çok doğru ve yerindedir.
Programın ilk yarıyılından itibaren [Ö]AE’nin tümüne temel Müziksel İşitme Eğitimi dersi ile başlaması gerekir. Ne ki en başta bu ders olmak üzere çok önemli kimi dersler zorunlu dersler dışında kalmış. Oysaki bu ders kesinlikle zorunlu olarak kapsanmalı ve en az 4 yarıyıl olmalı. Onun yanı sıra Eğitim Müziği Besteleme dersi de zorunlu olmalı. Çünkü her öğretmen adayı eğitsel amaçlı-işlevli alıştırma, çalıştırma, ezgi, şarkı yazma, düzenleme, uyarlama bilgi ve becerileriyle donatılmalıdır.
Kimi dersleri adlandırmada ve müzik türlerini sınıflandırmada dil ve kavram yönünden kimi iç ve dış tutarsızlıklar var. Türk Sanat Müziği Teorisi ve Uygulaması adında Teorisi yerine Kuramı denilmeli. Batı Müziği-Türk Müziği yerine Batı Müziği-Doğu Müziği ve Türk Müziği-Alman Müziği gibi ikilemeli sınıflandırma doğru olur. Bu bağlamda Batı Müziği Tarihi yerine onu da içeren Dünya Müzik Tarihi yer almalı. Buna koşut olarak Türk Müziği Tarihi yerine Türk Müzik Tarihi denilmeli. Bu dersin içerik yönünden daha çok Türk Müzik Kültürü Tarihi niteliği taşıması uygun görünüyor.
Piyano çağdaş müzik eğitiminde müzik öğretmeninin kalem-kâğıt çalgısıdır. Bu bakımdan çağdaş okul müzik eğitiminde en vazgeçilmez çalgıdır. Bu nedenle zorunlu Piyano Eğitimi 2 yarıl değil, en az 4 (hatta 6) yarıyıl olmalıdır. Ses Eğitimi dersi gibi bütünlüklü bir Çalgı Eğitimi dersi de gereklidir. Ayrıca Müzik Dinleme Eğitimi adıyla yeni bir ders konulmalıdır. Öbür yandan dikey çokseslilik ile sınırlı Armoni ve Eşlikleme dersinin yatay çokseslilik de içerilerek Armoni-Kontrpuan ve Eşlikleme biçiminde olması daha doğru olur. Çok doğru ve yararlı olan Gitar Eğitimi ve Eşlikleme dersi gibi Piyano ve Eşlikleme dersi de yer almalıdır. Bütün bunlar programı daha işlevsel kılar.
Programda günümüz Türk müziğinin geleneksel türleri ayrı birer zorunlu ders olarak yer almıştır. Onlar gibi en azından çağcıl/çağdaş, popüler türleri de ayrı birer zorunlu ders olarak yer almalıdır. Türk müziğinin ana türlerine göre ayrı korolar oluşturulurken Geleneksel Türk Halk Müziği Korosu ve Geleneksel Türk Sanat Müziği Korosu gibi Çağcıl/Çağdaş Türk Sanat Müziği Korosu, Popüler Türk Müziği Korosu veya Popüler Türk Müziği Topluluğu dersleri de zorunlu olmalıdır. Buna göre iç ve dış tutarlılığı sağlamak için Çoksesli Koro dersinin Çağcıl/Çağdaş Türk Sanat Müziği Korosu ve Dünya Uluslararası Sanat Müziği Korosu adıyla ayrı dersler biçiminde yapılandırılması gerekir. Bu durumda ana türlere göre Koro dersleri yarıyıllara dengeli dağılmalı ve yerleştirilmelidir.
Programda Toplu Konuşma/Ses Eğitimi ve Koro ile Orkestra-Oda Müziği derslerinin birinci yıldan başlayarak yer alması uygun olur. Müzik Toplulukları Eğitimi ve Yönetimi (Koro Eğitimi ve Yönetimi, Çalgı Toplulukları/Orkestra Eğitimi ve Yönetimi) zorunlu ders olmalıdır. Bilindiği gibi okullardaki genel müzik eğitiminde “her sınıf bir korodur, her sınıf bir çalgı topluluğudur.” Öyleyse genel müzik öğretmeni adaylarını birinci yarıyıldan itibaren bu ilkeye uygun yetiştirmek gereklidir. Ayrıca zorunlu Müzik Eğitimine Giriş ve Müziksel Öğrenme-Öğretme İlke-Yöntem ve Teknikleri dersleri ile Müzik Öğretmenliği Lisans Bitirme Çalışması/Tezi de zorunlu olarak yer almalıdır.
- Sonuç ve İvedi Çözüm
Her program gibi Müzik Öğretmenliği Lisans Programı (2018) da kendine özgü bir denencel ögeler ve ilişkiler bütünüdür. Öbürleri gibi bu programın da olumlu ve olumsuz, eksiksiz ve eksikli yanları vardır. Bu doğal ve olağandır. Türkiye’mizde müzik öğretmenliği eğitiminin 100. Yılına yaklaşırken bu Programı daha tutarlı ve dengeli, daha etkili ve verimli kılmak için geliştirmekte yarar vardır. Ancak bundan çok daha önemli ve ivedi olarak, yukarıda belirtilenler ışığında çok tip müzik öğretmeni yetiştirme düzenine ve programlarına geçilmelidir. Oluşturulmuş bulunan Eğitim/Eğitim Bilimleri Fakültesi Yeni Bölüm ve Anabilim Dalları Şablonu bu geçişe elverişlidir. Bu geçiş ilkönce Genel Eğitim Okulları Müzik Öğretmenliği eğitimine ilişkin olmalıdır. Bu bağlamda (1) Temel Eğitim (Okul Öncesi-Önokul) Müzik Öğretmenliği Lisans Programı, (2) İlköğretim (İlkokul-Ortaokul) Müzik Öğretmenliği Lisans Programı, (3) Ortaöğretim (Lise) Müzik Öğretmenliği Lisans Programı hemen hazırlanıp yürürlüğe konulmalıdır. Ankara, 28 Haziran 2018
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI
MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMININ TANITIMI ve UYGULAMA ESASLARININ GÖRÜŞÜLMESİ
Prof. Suna ÇEVİK
Program Taslağı Üzerine Kişisel Görüşlerim
Bilindiği gibi, 25-26 Eylül 2015 tarihlerinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ve 2030 Gündemi”, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 193 ülkenin imzası ile kabul edilmiş ve aynı yıl Kasım ayında, UNESCO tarafından da benimsenmiştir.
Son yıllarda sürdürülebilirlik, gelecek üzerine düşünme biçimi olarak Birleşmiş Milletlerin kapsayıcı bir paradigması haline gelmiştir. (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization, [UNESCO], 2012). Bu gündemde yer alan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi arasında 4. Hedef olarak belirlenen “Nitelikli Eğitim”e çok büyük önem atfedilmektedir.
“Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Gündemi”inde “Nitelikli Eğitim” ile herkese eşit derecede kaliteli eğitim veya herkese yaşam boyu eğitim imkânı tanınmasının önemi vurgulanmıştır.
Nitelikli Eğitim
Kavramsal Çerçeve
“Nitelikli Eğitim” çağın gerekleri doğrultusunda bireyin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayan davranışların, kurum ve kuruluşlarca en üst düzeyde geliştirilmesi sürecidir. Demokratik bir ortamda, eğitimi yaygınlaştırabilen, demokratikleştiren eğitim sistemi niteliklidir.
Bir başka yaklaşıma göre; 21. y.y da bilim, teknoloji, sanat ve diğer alanlardaki gelişmelere uyum sağlayan, katkı veren, bu yüzyılın gerektirdiği üst düzey bilgi ve becerilerle (21.y.y becerileriyle) donatılmış bireylerin oluşturduğu toplumları yaratmak için ön görülen eğitim, nitelikli eğitimdir. Nitelikli eğitim, örgün eğitim kurumlarında olduğu gibi yaygın eğitim sisteminde de büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, müzik eğitimi de eğitim sistemlerinde yapıcı dönüşümlerin sağlanması yolunda önemli bir araçtır”. ( İKSV Raporu, 2014 s.18)
Eğitimde niteliğin arttırılması konusu, Avrupa Konseyi, UNESCO, Avrupa Birliği gibi uluslararası ve uluslarüstü kurumların gündeminde ve üniversitelerin bilimsel araştırmaları arasında da önemli yer tutmaktadır.
(Adams, 1993; Hesapçıoğlu,2006) na göre; Eğitimde nitelik; etkililik, etkinlik, verimlilik, performans, yararlılık, çıktı, sonuç, süreç ve girdi gibi kavramlarla ilişkili olarak değerlendirilmektedir.
Eğitimde niteliğin geliştirilmesi amacına yönelik olarak, eğitim sisteminin yapılandırılması sürecinde tüm bileşenlerin katkısıyla birlikte, sistem amaçlarının, çağın gereklerine uygun olarak belirlenmesinin ön adım olduğunu düşünmekteyim. Nitelikli eğitim, ancak bir sistem bütünlüğü içinde ve sistem amaçlarının en üst düzeyde gerçekleştirilmesiyle sağlanabilir. Bu bütünün bileşenlerinden biri de öğretmen yetiştirme politikaları ve dolayısıyla öğretim programlarıdır.
Bu bağlamda, yenilenen Müzik Öğretmenliği Lisans Programı, nitelikli öğretmen yetiştirme amacına yönelik olarak değerlendirildiğinde, en başta gelen tespit; eğitimde sıklıkla gündeme getirilen sistem ve program değişiklikleri ile ayrımcı yaklaşımlardır.
Bu programla;
- “Müzik Öğretmeni Yetiştirme Sempozyumları”nda önerilmesine karşın, temel eğitim öncesinden başlayarak tüm kademeler için tek tipte müzik öğretmeni yetiştirme anlayışı devam ettirilmiş, çağın koşullarına uygun yeni ve çok tipte müzik eğitimcisi yetiştirme modeli oluşturulamamıştır.
- Vizyon belirlemede, ortak akıl ve diyalogla üretmeyi, çözüm odaklı, uzlaşıma ve güvene dayalı, bütüncül dengeyi gözeten bir yaklaşımla hareket edilmemiştir.(örneğin; Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Başkanlarının, sahadaki uygulayıcılar olarak öğretmenlerin ve STK ların görüşlerine baş vurulmuş mudur? Ama, bilim ve teknoloji alanlarında programlar geliştirilirken iş dünyasının ve diğer aktörlerin görüşleri alınmaktadır.)
- Bu program, yerelden başlamak üzere ulusal ve küresel boyutta, yenilikçi, yaratıcı, çok düzlemli yaklaşımları kapsamamaktadır.
- Program, toplumda yaşanan sosyo-kültürel değişimler bağlamında, müzik öğretmeni adayını 21. y.y’ ın gerektirdiği üst düzey bilgi ve becerilerle donatan, yaratma-yenilenme merakını ve hayal gücünü besleyen motivasyonlardan yoksundur.
- Müzik eğitimi alanında, sahada veri temelli araştırmalar yapılmadan, programı yenileme girişiminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
- Programın, öğretmenlik mesleğine özgü bilgi, beceri ve tutumları kapsayan, öğretmen yeterliklerini destekleyen derslere (disiplinlere) yer vererek, öğretmenlik formasyonunu güçlendirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Ancak, öğretmen adayına, müzik öğretmeni yeterliklerini (müzik bilgi ve becerileri; müziksel çalma, söyleme, toplulukları yönetme, yaratma, dönüştürme, dinleme, anlama, analiz etme, eleştirel düşünme) kazandıran temel derslerin programdaki ağırlıklarının ve sürelerinin yetersiz kaldığı görülmektedir. Örneğin; Eğitim Müziği Besteleme Teknikleri, Türk Müziği Çokseslendirme, Müzik Toplulukları Yönetimi, Müzik, Oyun ve Dans gibi yaratıcılığı geliştiren derslerin, programda zorunlu dersler arasında yer almaması büyük eksikliktir.
- Seçmeli dersler arasında, genel kültür alanı yeterliklerini kazandıran çok gerekli ancak, çok çeşitli ve çok sayıda dersin bulunması, herhangi bir seçmeli dersi almak isteyen öğrencilerin sınıf veya grup oluşturmasına imkân vermiyebilir. Öte yandan, önerilen bu seçmeli derslerden, mesleki müzik eğitimine en çok katkı sağlayacak dersler, zorunlu dersler arasına alınabilir ve daha çok sayıda öğrencinin yararlanmasına fırsat verilebilirdi. (örneğin; insan hakları ve demokrasi, İnsan İlişkileri ve iletişim, sanat ve estetik v.b)
- Bu programın, müzik alanı yeterlikleri bakımından ulusal ve uluslararası akreditasyonu sağlaması mümkün görünmemektedir. Bu durum, öğrencilerin Erasmus v.d. uluslararası programlara katılımını engelleyebilir.
YENİ PROGRAMIN UYGULANMASINI BİR YIL ERTELEYELİM; OLGUNLAŞTIRARAK,
BİRLİKTELİK SAĞLAYARAK GELECEK YIL UYGULAMAYA KOYALIM.
Refik SAYDAM*
Sayın Başkan, değerli katılımcılar, ben de Müzik Eğitimcileri Derneğimiz adına sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Son anda öğrendiğimiz bu toplantıya, MÜZED olarak iki gün önceki başvurumuz üzerine (bir bölüm gibi düşünülerek) üç kişilik bir kontenjanla çağrıldığımız için YÖK yetkililerine teşekkür ediyoruz. Buraya davet edilmekten, burada bulunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Öncelikle derneğimizin programcılıkla ilgili çalışmalarına birkaç tümceyle değinmek istiyorum. Müzik Eğitimcileri Derneği, kurulduğu andan bugüne değin, her boyutuyla müzik eğitiminin içinde yer almaya çalıştı. Bölümlerimizle, Millî Eğitim Bakanlığıyla YÖK ile alanda çalışan öğretmenler arasında bir iletişim köprüsü olmaya çalıştı. Buralarda öğretmenin sesi oldu. Bakanlar, Talim Terbiye Kurulu başkan ve üyeleri, müsteşarlar, müsteşar yardımcıları, genel müdürler derneğimizin önerilerini dinlediler. Bu konularda yaklaşık yirmi yıla varan süreçte Müzik Eğitimcileri Derneğinin önerileriyle birçok konuda olumlu gelişmeler yaşandı. Bunları müzik eğitimcisi arkadaşlarımız bilmektedir.
Programcılık konusunda da hem dernek olarak çalışmalarda bulunduk, hem de naçizane kişisel olarak geçmişte bu çalışmalara belli ölçüde katıldım. Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü Program Geliştirme Komisyon Başkanı olarak iki yıl görev yaptım. Liselerin dört yıla yayılması sürecinde Ortaöğretim Genel Müdürlüğünce oluşturulan Program Komisyonları içinde müzik dersi zümre başkanı olarak görev yaptım. Müzik eğitimcilerine ve farklı dallardan eğitimcilere Millî Eğitim ve üniversite işbirliğiyle program geliştirme seminerleri düzenledik. Ders kitapları yazmaya çalıştık. Çok değerli programcı öğretmenlerimiz derneğimiz içinde yer aldı. Alandaki müzik öğretmenlerinin, eğitimcilerinin temsilcisi Müzik Eğitimcileri Derneği olarak ulusal ve uluslararası düzeyde konferanslar, kongreler, seminerler, konferanslar düzenlemekteyiz. Müzik eğitimcilerinin Dünyadaki en yaygın ve etkili uluslararası üst kuruluşu olan ISME’nin Türkiye’deki ulusal ortağıyız. Son etkinliğimiz bu ISME ile birlikte Azerbaycan’ın ve TÜRKSOY’un da katılımı, desteğiyle 15- 20 Temmuz 2018 tarihleri arasında Bakü’de gerçekleştireceğimiz “ISME 2018, 33. Bakü Dünya Konferansı”dır.
Bilinen bir gerçekliktir ki: bir eğitim sistemi içinde program (müfredat, yetişek, izlence) çok önem taşımaktadır. Elbette bir program, yazıldığı andan itibaren eskimeye başlamakta, yenilenmeye, güncellenmeye gereksinim duyulmaktadır. Ama bu güncelleme yapılırken böyle sık aralıklarla değil; bizim yüz yıla yaklaşan müzik eğitimi birikimimizin yarattığı değerler üzerinde, onları yadsımadan, onları çok iyi değerlendirerek yapılması gereklidir diye düşünüyorum.
Arkadaşlarımız buraya bir program getirdiler. Emek verilmiş, katkıda bulunan arkadaşlara teşekkür ederiz. Belirli ölçülerde, sınırlı da olsa bir anket çalışması yapılmış. Ama belli ki demokratik olarak alandaki müzik eğitimcilerinin görüşleri getirilen programa yeterince yansıyamamış. Burada konuşan bölüm temsilcileri sayın arkadaşlarımız bunu dile getirdiler. Sadece buradaki arkadaşlarımız değil, derneğimize ulaşan çok sayıda müzik eğitimcisi arkadaşımızdan gelen çok önemli eleştiriler bulunmaktadır. Belli ki burada bazı önemli eksiklikler vardır. Gerek kavramsal düzeyde (yaklaşım tarzı yönünden, terminoloji yönünden vb.) tartışma yaratacak yönleri bulunmaktadır. Bunları kısmen konuşan arkadaşlarımız dile getirdiler. Bu sınırlı zaman diliminde ben bunlara girmeyeceğim. Bu konular, hep birlikte yapacağımız bir ulusal kongrede olgunlaştırılabilir. Buraya bir program getirilmiş ama belli ki bazı konular haklı olarak tartışılmaktadır. Hazırlanış biçimi tartışmalara yol açan bu program sorunu ne yazık ki ilköğretimde ve ortaöğretimde de vardır.
Bizim burada önerimiz şudur: Madem ki bu programı daha geniş katılımla demokratik biçimde yapmak istiyoruz; hâlen uygulanmakta olan bir lisans programımız da mevcuttur. Aynı zamanda yüzyıla yaklaşan bir uygulama sürecinde yarattığımız bir müzik eğitimi birikimimiz vardır. Bu toplantıya sunulan programın uygulanmasını bir yıl erteleyebilir; birliktelik sağlayarak, olgunlaştırarak önümüzdeki yıl uygulamaya koyabiliriz. Alandaki müzik eğitimcilerinin isteği de bu yöndedir. Bu önerimiz değerlendirilmesinden temsil ettiğimiz müzik eğitimcileri topluluğu adına mutluluk duyacağız. Teşekkür ederiz.
*Müzik Eğitimcisi, Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED) Genel Başkanı
MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI YENİ LİSANS PROGRAMI HAKKINDA MÜZİK EĞİTİMCİLERİNDEN MESLEK KURULUŞLARI MÜZED’E ULAŞAN GÖRÜŞLER
- Program değişikliği isteği Müzik Eğitimi Anabilim dallarından gelmemiştir. Program, Anabilim Dalı başkanlarına haber verilmeden küçük bir gruba hazırlatılmıştır.
- Bu programda derslerin çeşitleri azaltılmış, eski programda yer alan temel derslerin dönem sayısı ve saatleri düşürülmüş veya seçmeli derslere kaydırılmıştır. Bu durum, müzik öğretmenliğinin gerektirdiği donanımın kazandırılmasını engellemektedir. Küçültülen ve saatleri düşürülen bir müzik öğretmenliği programı ile hiçbir alanda öğrencinin bir şey öğrenemeyeceği kanaatindeyiz. Bu öğretim programının uygulanmasıyla, öğrencilerin Erasmus programlarına katılımında, Avrupa müzik okullarına gidebilmelerinde önemli sorunlar yaşanacaktır.
- Müzik öğretmenliği için gerekli olan eğitim müziği besteleme teknikleri, Türk müziği çok seslendirme, drama, okul öncesi müzik eğitimi, müzik toplulukları yönetimi vb. dersler programa temel dersler olarak geri konulmalıdır.
- Lisans öğrencisi ileride müzik öğretmenliği alanında neye ihtiyacı olduğunu kestiremeyebilir ve buna bağlı olarak hangi alan derslerini seçmesi gerektiğini bilemeyebilir. Gelişmiş ülkelerde öğrencinin hangi alanda hangi dersleri seçmesi gerektiği kurallara bağlanmıştır. Öğrenciye seçmeli derslerle ilgili yapılan rehberlik yetersiz kaldığında öğrenci, görece daha az gerekli olan veya en kolay gördüğü dersi hedefleyerek seçmeli derslerini belirleyebilir.
- Yeni programda piyanonunbir okul çalgısı ve diğer müzik derslerinin bir temeli olduğu gerçeğini göz ardı edilmiştir. Piyano dersi , dört yıldan bir yıla düşürülerek vahim bir yanlışlık yapılmıştır. Piyano dersi 3. yarıyıldan itibaren ana çalgı listesine konmuştur. Yani isteyen öğrencinin bu noktada kendi ana çalgısından vazgeçerek piyanoyu seçmesi beklenmektedir. Aynı şekilde diğer Türk çalgılarının da ana çalgı olarak 2. sınıfta seçilmesi beklenmektedir.
- Hâlen uygulanmakta olan program, dünya standartlarına yakın bir program iken yeni program ile bu standartlardan uzaklaşılmıştır. İçerik ve krediler bakımından dünyadan da kopuk bir program hazırlandığı anlaşılmıştır.
- Yeni programda yer aldığı gibi Özel Öğretim Yöntemleri dersi, Genel Öğretim Yöntemleri dersinden önce alınamaz. Bunun tam tersi olmalı; Genel Öğretim Yöntemleri 5. Yarıyılda; Özel Öğretim Yöntemleri ise 6 ve 7. yarıyıllarda en az dörder saat olarak konulmalıdır.
- Hangi düzeyde ve müziğin hangi alanında olursa olsun müzik eğitimi denince akla ilk olarak müziksel işitme- okuma –yazma gelmektedir. Müziksel okuma, yazma, algılama, müziksel düşünme, tasarlama, yaratma, müziksel çözümlemeye ilişkin davranış değişikliğini hedefleyen yapısıyla bu ders müzik eğitiminin en temel alanı durumundadır. Adeta müziğin grameri diyebileceğimiz bilgileri içeren bu dersin yeterince yapılamamsı müzik eğitimini olumsuz yönde etkileyecektir.
- Armoni, çokseslilik kurallarının öğretildiği temel derslerden biridir. Ancak dersin öğrenimi için öğrenciler hiçbir alt yapıya sahip değildir. Bu dersin asıl amacı, okul şarkılarına eşlik yapmayı hazırlayacak alt yapıyı vermek, çoksesliliğin temel kurallarını öğretebilmektir.
- Eşlik dersi ise adeta form, armoni, piyano gibi temel derslerin bileşkesidir.
- Yeni program olarak söz edilen çalışmada müziksel işitme okuma dersinin sadece bir yıl olduğu görülmektedir. Ayrıca armoni ve eşlik bir yıl süre ile birlikte okutulan tek bir ders olarak gösterilmiştir.
- Yapılan bu değişiklikler öğretmeye yönelik olmaktan çok öğretiliyormuş gibi gösterme izlenimi uyandırmaktadır. Her üç ders kuramsal ve uygulama boyutu olan derslerdir ve bir öğretim yılında öğretilmesi olanaklı görülmemektedir. Yapılan program değişikliği ile müziğin evrensel boyutundan büyük ölçüde uzaklaşıldığı görülmektedir.
- Geçmişte Dünya Bankası – YÖK işbirliği ile yapılan müzik öğretmenliği programı olumlu -olumsuz, eksik – fazla yönleri ile uygulanmaktaydı. Bu program Türkiye genelinde eleştirilmeden, tartışılmadan yeni bir program hazırlandığı haberi gemiştir. Öncelikle mevcut programın uygulamaya dayalı olarak değerlendirmesi yapılmadan tamamen ortadan kaldırılıp yeni bir program hazırlama yoluna gidilmemelidir. Eğitim Fakültelerinde görev yapan eğitimcilerin görüşü alınmadan yeni bir program yapmak, dayatmacı tutum anlamına gelecek; ve müzik öğretmenliğine yarar değil zarar getiren sonuçlar ortaya koyacaktır. Eğitim fakültelerinin müzik bölümlerinde görev yapan birçok eğitimci gelişmelerden haberdar edilmemekte, sadece belli kişilerin görüşleri alınarak program yapılmaktadır. Şu anda yapılan bu çalışmada da her bölümden öğretim üyeleri olduğu görülmekte, ortak bir görüşte birleşilmiş hissi yaratılmaktadır ancak bu durum gerçek durum ile bağdaşmamaktadır.
- Yapılan program çalışmasının uygulamaya konulmadan önce şûrâ, kurultay vb. bir çalışmayla tüm müzik eğitimcilerine duyurulması, görüşlerinin alınması yoluna gidilmelidir. Aksi halde Millî Eğitim Bakanlığının son yıllarda art arda yeni programlar yapması ve sonucunda hiçbir olumlu değişikliğin olmamasına benzer bir durum ortaya çıkacaktır.
- Yeni program henüz uygulamaya konulmadan bu hatadan dönülmesi ve ülkemizin müzik eğitimine katkı getirecek bir programın ortak bir paydada buluşularak hazırlanması yararlı olacaktır.