25.12.2013
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, TBMM’de yaptığı konuşmasında bir yandan ‘Sanat kurumlarını kapatmayacağız’ derken; diğer yandan “Devletin malî güçle ve kadrolarla kültür sanat alanı içinde bulunmaması gerektiğini” vurgulayarak daha da belirsiz ve çelişkili bir ortam yaratmıştır. Sayın Bakanın sözleri; kendi konuşması içindeki vurgularla, Başbakanın bu konudaki söylemleriyle, AKP İktidarının kültür sanat alanındaki icraatıyla ve 2013 yılı Mayıs ayı ortalarında belgesiyle ortaya çıkan “TÜSAK” yasa taslağıyla da çelişmektedir. Kaldı ki devletin mali güçle sanat alanının içinden çekilmesi, zaten kurumların kapatılması sonucunu getirir. Görünen odur ki “kapatmayacağız” sözü; “TÜSAK” yasa taslağına karşı sanatçıların ve halkın yükselen tepkisini yatıştırmaya yönelik olarak yapılmıştır.
Yasa taslağının, sanat kurumlarımızın ve sanatçılarımızın görüşleri alınmadan, büyük bir “gizlilik içinde” hazırlanmış olması da iktidarın bu yöndeki gerçek niyetini ortaya koymaktadır. Bu konuda sanatçıların örgütlendiği kuruluşların katılacağı bir yasa çalıştayı öneren TOBAV’ın 04.10.2013 tarihli ve 46.463 imzalı dilekçesine Bakanlık tarafından bugüne değin bir yanıt bile verilmemiş olması, bu niyetlerinin açık göstergesidir.
AKP; kültürsüz ve sanatsız bir Türkiye yaratmak istemektedir. Turizme eklenen “Kültür Bakanlığı” anlayışıyla, yıkılmasına karar verilen “Atatürk Kültür Merkezi” örneğiyle, Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı”nın ucube bir saldırı sonucu yıkılmasıyla, yayımlanmamış kitabı bile tehlikeli görerek yasaklayan kültür anlayışıyla, mevcut iktidar sanata karşı bu tutumunu defalarca ortaya koymuştur. “Devlet Sanat Kurumları”nın tümünü ortadan kaldırmayı öngören “TÜSAK” yasa taslağı bu tutumun son örneğidir.
“TÜSAK” NEDİR?
“Türkiye Sanat Kurumu ile Sanatın Desteklenmesi Hakkında Kanun Taslağı (TÜSAK)” ile öngörülen düzenlemeler; Devlet Tiyatrolarını, Devlet Opera ve Balesini, Güzel Sanatları, Devlet Senfoni Orkestralarını, Devlet Çoksesli Korosunu, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği Koroları ve Topluluklar ile belediyelere bağlı benzer sanat kurumlarını ortadan kaldırmaktadır.
Yasa taslağıyla, bu kurumlarda görev yapan binlerce oyuncu, müzikçi, şarkıcı, dansçı, ressam, heykeltıraş vb. sanatçı; emekliliğe zorlanmakta, kalanlar ise İl Kültür Müdürlüklerinde görevlendirilerek işlevsiz bırakılmakta, dönemleri bitince kadroları yok edilmektedir. Böylece sanat kurumlarının yeniden hayat bulmasının önü de kapatılmaktadır. Kurumlarda hâlen görev yapmakta olan misafir sanatçı ve süreli sözleşmeli personelin varlıkları da tümüyle yok sayılmıştır.
Kurumlar ve sanatçı kadroları ortadan kaldırılınca, sanat alanı siyasî iktidarın atayacağı on bir üyeden oluşan bir siyasî kurula, “Türkiye Sanat Kurulu”na terk edilmektedir. Kurul; sunulan projelerden uygun bulduklarına belli miktarda destekler vererek sanat alanını yürütecektir!
Sanat kurumlarının kurumsal kimlikleri yok edilerek sanat alanı yürütülemez. Projeler bazında, sürekliliği bulunmayan toplama gruplar oluşturularak opera, bale, tiyatro, orkestra, koro sanatı yapılamaz. Türkiye’nin sanat alanı “TÜSAK” yasa taslağında belirlenen yapıyla ve siyasal iktidarların atayacağı bir siyasî kurulun kararlarıyla yürütülemez.
Dünyada “TÜSAK” gibi bir yasa örneği yoktur. “Sanat Konseyi” ve benzerini yapılandıran hiçbir uygar ülke, var olan sanat kurumlarını ortadan kaldırmayı aklından geçirmemiş, sanatı siyasetin emrine vermeyi düşünmemiştir. Bu tür yapılar tam tersine, kurumları daha fazla kaynakla desteklemek, sanatı siyaset kurumunun etki alanından arındırmak için oluşturulmuştur.
Taslakta; kaynak almak için proje sunanlar, kaynağı verenler, tam yetkili siyasî iktidar vardır; ancak sanatçılar ve sanat kurumları yoktur. Taslak; sanatın yapılışını ve sunumunu ilişki kültürü içinde bir rant alışverişine dönüştürmektedir.
KÜLTÜR VE SANAT ALANI, NEDEN SİYASÎ PARTİLERİN ANLAYIŞINA VE YÖNLENDİRMESİNE BIRAKILAMAZ?
Sanat, evrensel yapısıyla diller, dinler üstüdür, birleştiricidir, tüm toplumu ve insanlığı kucaklar. Siyasal iktidarlar ise ideolojik ve sınıfsaldır. Siyasî partilerin anlayışına bırakılan sanat toplumun tümüne yansıyamaz, birleştirici değil, bölücü olur. Siyasî iktidarların belirleyeceği “Türkiye Sanat Kurumu” da bu yapısıyla Türkiye’nin değil, ancak işbaşındaki partinin sanat kurumu olur. Bu işleyiş sonuçlarıyla bölünmeye, dönüşü olmayan bir yıkıma yol açar.
Sanat ve siyaset kurumunun işleyişindeki bağdaşmaz bu özellikler nedeniyle, sanat alanı için özel yasalar, özel statüler ve tüzel kişilikler öngörülmüştür: “Sanat, siyaset kurumunun müdahalesinden arındırılmalı, siyasî iktidarların değişiminden etkilenmemeli, evrensel işleyişi içinde yaratılıp topluma sunulabilmelidir”. Mevcut sanat kurumlarımız bu anlayışla yapılandırılmıştır. Uygar dünyanın tümünde bu böyledir. Kurumlarımızın yapılanmasını; “dünyada örneği bulunmayan, Rusya’da bile terk edilmiş sovyetik model” olarak nitelemek, derin bir bilgisizliğin eseridir. Tam tersine, “TÜSAK” ile sanat alanı siyasî partilerin egemenliğine terk edilerek, sanatı ve kurumları ortadan kaldıran bir sistem yaratılmaktadır.
İnsan fizyolojik gereksinimlerinin ötesinde duygu ve düşünce dünyasıyla var olabilen yaratıcı bir varlıktır. Bu yanımızı beslemeden ve geliştirmeden tam insan olmamız olanaksızdır. Duygu ve düşünce dünyasını besleyen ve geliştiren başlıca etmen ise bilim ve sanattır. Gelişkin uygar toplumlar, sanatı bu anlayışla yaşamın merkezine koymuşlardır. Bu toplumlarda devlet yurttaşına nasıl iş, ekmek vermeyi görev biliyorsa, ona sanat sunmak için gerekli ortamı hazırlamayı da vazgeçilmez bir görev olarak üstlenmektedir. Sanat; bu anlayışla ve üstün öngörüyle Cumhuriyetin kuruluşunda yapı taşı olarak yerini almış böylece, aydınlanmanın ve laik toplum yapısının yolu açılmıştır.
Kısa sayılabilecek bir sürede dünyadaki emsalleriyle boy ölçüşecek konuma gelen ülkemizin yüz akı sanat kurumlarımız, vazgeçilemez değerlerimizdir. Bizi çağa taşıyan ve uygar dünya ile bütünleştiren bu sanat varlığımızın Türkiye’mizin her tarafında yapılandırılarak yaygınlaştırılması gerekirken iktidar tarafından söndürülmek ve sanatsız bir Türkiye yaratılmak istenmektedir.
Bu yasa taslağının, köklü geçmişi ve birikimi bulunan sanat kurumlarımız ile sanatçılarımızın görüşleri alınmadan, büyük bir “gizlilik içinde” hazırlanmış olması düşündürücüdür. Salt bu gizlilik bile iktidarın gerçek niyetini ortaya koymaktadır
“TÜSAK YASA TASLAĞI” NELERİ YOK EDİYOR?
TÜSAK düzenlemesiyle, devletin dev sanat kurumları; tiyatroları, operaları, baleleri, orkestraları, çoksesli ve geleneksel koroları lağvedilerek ortadan kaldırılmaktadır. Kurumları yok edilince işlevsiz bırakılacak sanatçılar ise, kadroları iptal edilene kadar ATM sanatçısı durumuna getirilmektedir.
Bu yasa taslağıyla, sanatçı adayı yetiştiren konservatuvarların, müzik ve sahne sanatları fakültelerinin, güzel sanatlar fakülteleri ile eğitim fakültelerinin sanat eğitimi veren bölümlerinin varlıkları ve işlevleri de ortadan kaldırılmaktadır. Bu alandaki ilgili ve yetkili herkesi duyarlılığa çağırıyoruz.
Bu yasa taslağıyla, hayat damarlarımızdan biri koparılmakta, halkın nitelikli sanatla yaşama ve yükselme hakkı yok edilmektedir. Daha da önemlisi, bu düzenlemeyle günümüzün siyasî iktidarı; Türkiye’yi evrensel boyutta geçerliliği bulunan sanatla uluslararası kulvarda yarışma alanından çekmekte, sanatı siyasetin emrine vermektedir.
Toplum yaşamında büyük rahatsızlıklara ve yıkıma yol açacak taslak bir an önce gündemden çıkartılmalıdır.
Türkiye Sanatçılar Hareketi olarak, sanat kurumlarını yok eden, sanatsız bir Türkiye öngören “TÜSAK Yasa Tasarısı”nı reddediyor, tüm sanatçılarımızı ve yurttaşlarımızı sanatı savunmak adına bu çabamıza ortak olmaya çağırıyoruz.
İnanıyoruz ki Cumhuriyetin yarattığı çağdaş insan birikimimiz ve sanatçılarımız, sanata ve aydınlanmaya karşı hazırlanan bu düzenlemeyi reddecektir.
TÜRKİYE SANATÇILAR HAREKETİ:
- Adana Filarmoni Derneği
- Ankara Çoksesli Müzik Derneği (AÇMD)
- Ankara Devlet Konservatuvarlılar Derneği (ADK-DER)
- Antalya Filarmoni Derneği
- Besteciler Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği (BESOM)
- Çağdaş Sanatlar Vakfı (ÇAĞSAV)
- Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV)
- Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (DETİS)
- İzmir Filarmoni Derneği
- Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası (Kültür Sanat Sen)
- Kültür ve Sanat İşgörenleri Sendikası (Kültür Sanat İş)
- Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED)
- Opera Solistleri Derneği (OPSOD)
- Opera ve Bale Sanatlarını Geliştirme Vakfı (OBV)
- Öncü Sanatı Koruma Derneği
- Sanatçılar Sanatseverler Kültür ve Dayanışma Derneği (SANSEV)
- T. C. Sanatçı İnisiyatifi
- Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB)
- Türk Dünyası Kültür ve Sanat Derneği
- Türkiye Filarmoni Derneği
- Türkiye Kültür ve Sanat Hizmetleri Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Kültür Sanat Sen)
- Çalışan ve emekli sanatçılar
- Konservatuvar, Güzel Sanatlar ve Sanat Eğitimi Bölümleri Öğrencileri
- Konservatuvar, Güzel Sanatlar ve Sanat Eğitimi Bölümleri Öğrenci Velileri
- Sanat Eğitimcileri
İletişim:
0 533 749 88 13 ● [email protected]
Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED)
0 505 359 25 21 ● [email protected]