Atilla Çağdaş DEĞER
18 Ocak, 23:00 ·
Muammer Hocamız hakkında ne yazarsam, ne söylersem çok eksik kalacakmış gibi, cümlelerim hep yarım. Bu nedenle iki gündür karaladıklarımı paylaşamayacağım. Duygularım karmakarışık…
Çok büyük bir insanı uğurladık bugün, gelemeyen herkes için de oradaydık. Çoktuk o yüzden. Muammer Sun, bizim çabamıza bağlı olmadan da sonsuza kadar yaşayacak elbette. Ölümsüzlüğünün sırrı müziğinde, satırlarında, öğrencilerinde, fikirlerinde…
Fikir demişken iki gündür bunu anımsıyordum ancak not aldığım yeri bulamamış, üzülmüştüm.
6 Mayıs 2010’da Ankara Devlet Konservatuvarı’nın 74. Kuruluş Yıldönümü Etkinliği çıkışında Hocamıza M Salonu’nun tam karşısındaki yola kadar eşlik ettim. Yaklaşık olarak “…Hocam tüm zorluk ve engellemelere rağmen, nasıl direndiniz, vazgeçmeden çalıştınız. Biz sizin tırnağınız kadar güçlü değiliz, ülke çok büyük ve yapacak çok iş var, neyi nasıl yapacağız” diye sordum.
“Eğer fikir yoksa, hiçbir şey olmaz. Önce fikir olmalı” dedi ve “düşünüyor, hayal kuruyorsunuz, koşullar ne olursa olsun çalışıp gerçekleştireceksiniz” diye ekledi.
Yıllar içinde Hocamızın bu sözünü hatırladığım kimi zor, kimi güzel zamanlar oldu. Bu söz ışık gibi aydınlattı karanlıklara düştüğümde yüreğimi…
Muammer Sun’u, Mustafa Kemal Atatürk ile birbirine bağlayan en önemli kanallardan biri de buydu sanırım…
Düşünce; okuyarak, araştırarak, çalışarak, emek vererek, sonrasında da elde edilen tüm bilgiyi yeniden sorgulayarak sonsuz bir döngü ile oluşuyor, gelişiyor ve iyilikle, bilgelikle eyleme dönüşüp gerçekleşiyorsa Muammer Sun anlaşılmaya başlanır.
Fikir varsa…
…
İlk okunmasını önerdiğim kitap Sinemis Adige Sun Hocamızın kaleme aldığı “Karnında Güneş Olan Adam Muammer Sun“.
Bu kitap Sevda – Cenap And Müzik Vakfı Yayınları’ndan tam 10 yıl önce çıktı. Baskısı hâlâ var. Bu kitabı bazen gülümseyerek ama sıklıkla iç geçirip, ağlayarak hatta -bu ülkede hiçbir şey değişmez mi!- diye söylenerek ancak her satırında Muammer Sun’a sonsuz bir sevgi, saygı, hayranlıkla dua ederek okuyacaksınız.
Henüz okumamışsanız sonrasında kendiliğinden aşağıda baskısı olmayan kitapları araştıracaksınız kütüphanelerde…
Türkiye’nin Kültür-Müzik-Tiyatro Sorunları kitabını yıllar önce aslından çoğaltım yaptırıp okumak zorunda kalmıştım. (Nadir Kitap sitesi ya yoktu ya da bilmiyordum)… 2007 yılında Çiğdem ile Sun Yayınevi’ne yaptığımız ziyaretlerin birinde imzalatmak için çekinerek Hocaya uzattım.
Gülümseyerek “utanmadan bir de bana korsan kitabı imzalatıyor” diye beni Çiğdem’e şikayet etmiş ve yaşamım boyunca saklayacağım bir yazı yazmıştı.
“Hocam baskısı yok ki, bu yüzden basılması gerekiyor, herkesin okuması şart” dediğimizde ise kimsenin okumadığı bir kitabı yıllar önce yazan bir bilgenin buruk gülümsemesi ile “isteyen okur” der gibi bakmıştı.
Hocamızın her yazısı gibi fikir ve emekle dolu o kitaplar.
*Türkiye’nin Kültür-Müzik-Tiyatro Sorunları-1969
*Türk Kalarak Çağdaşlaşmak (Murat Katoğlu ile birlikte)-1993
Bunları bütünleyen en önemli fikirler ise Hocamızın yenilenen baskılarıyla Sun Yayınevi’nden çıkan, pek çok kitabının başında bazılarının ise sonunda yer alan yazılarında saklı. Henüz okumayanlar tarafından keşfedilmeyi bekliyor.
Muammer Hocamızın yazılarındaki fikirlerin kuramsal temellerinin son derece sağlam, uygulamaya dönük, işlevsel, gerçekçi nitelikte olduğu kolaylıkla görülebilir.
Bu yazılar bence zamansız yazılardır. Hoca sanki gelecekten 1960’lı yıllara gelip yazmıştır. Ne acı ki, bu kitabın bir daha baskısı yapılamamış, Hocamızın bizzat imzaladığı kitapların bazıları sahaflarda yer almıştır. Bu kaynağı okuması ve aşması beklenen kimseler yazılanları umursamamıştır. “Umursanmamış”lık bilge Türk besteci-eğitimci-düşünürlerinin kaderi gibidir…
Kitabın önsözü niteliğindeki “Türkiye’nin Kültür – Müzik – Tiyatro Sorunları Üzerine” yazısından alıntı ile bitirmek isterim.
“…Öne sürülen düşünceler elbette birer savdır ve yazarı bir sav getirmek amacındadır. Tartışmaya açık olmak ve yuvarlak deyişlerin arkasına sığınmamak düşüncesinden dolayı savlar, elden geldiği ölçüde açık ve kesin anlatımlarla öne sürülmeğe çalışılmıştır. Bu savlara ve düşüncelere, aşılması gereken düşünceler gözüyle baktığımı belirtmek isterim.
Bunun için, siyasal partilerin sayın üyeleri, kültür ve sanat dallarının çok değerli kişileri; Türkiye’nin, otuzbeş milyonluk Türk toplumunun kültür ve sanat kuruluşunu, yaşamını, bunlarla ilgili sorunları düşünme-araştırma-bilme-çözümleme ve çözümleri eylem alanına aktarma konularında, yeni savlar yeni düşünceler ve eylemlerle (bir deneme ve önerme çalışması olan) bu kitaptaki savları ve düşünceleri, aşmağa çağırıyorum sizleri.
“Türkiye’nin Kültür – Müzik – Tiyatro Sorunları”, ele aldığı konuların daha çok önemsenmesine yararlı olabilirse, öne sürdüğü düşüncelerin aşılmasında bir basamak olabilirse, görevini başarmış sayılabilir.
Toplumumuzun kültür ve sanat sorunları her yönüyle daha çok önemsenmeye muhtaçtır ve Türk toplumu buna layıktır.”
Nisan, 1969 Muammer Sun
Fikirleriniz de, müziğiniz de bizimle Hocam. Onları özümseyebildiğimiz ölçüde aktarmaya, gerçekleştirmeye, -hiç başaramayacağımızı bilsek de- aşma hedefiyle ümitsizliğe kapılmadan çalışmaya son nefesimize kadar aralıksız devam edeceğiz.